Bu hafta sonu vizyona yepyeni altı film birden giriyor. Türk sinemasının önde gelen yönetmenlerinden Derviş ZaimÂ’in çektiği, Cenneti Beklerken; On yedinci yüzyılda yaşamış bir minyatür ustası olan eflatunu, konu alıyor. Eflatun bir gün bir Osmanlı vezirinin konağına zorla götürülür. Osmanlı o zamanlar zor anlar yaşamaktadır. Danyal adlı bir şehzade uzak bir eyalette isyan çıkarınca yakalanmıştır ve idam edilmesi kararı verilmiştir. İdam edilecek şehzadenin kimliğinden emin olamayan Osmanlı yönetimi EflatunÂ’u AnadoluÂ’ya gönderir ve ondan batılı tarzda bir portre yapmasını ister. Yolda karşılaşıp yanlarına aldıkları Leyla ile birlikte kendilerini duygu dolu büyük bir maceranın içinde bulurlar. Dünyayı Kurtaran Adamın Oğlu; Yıl 1982, Türk sineması bir devrim yapar ve ilk uzay filmini çekmeye karar verir. Filmin adının dünyayı kurtaran adam olmasına karar verilir. Ve yıl 2006 filmin 2.serisi olan Dünyayı Kurtaran Adamın Oğlu yeniden sinemaseverlerle buluşur. 2055 yılını konu alan filmde uzay yürüyüşü sırasında bilinmeyen bir düşman saldırısına uğrayan astronotun macerası anlatılmakta. Kaybolan astronotu aramak için görevlendirilen Kartal Kaptan, Türk Uzay Birimi TUBİ’nin “geri dön” çağrılarına uymaz ve bir uzay korsanı olan Zaldabar’ın saldırısına uğrar. Bu saldırı, onun önüne, yaşamıyla ilgili bilinmeyenleri öğrenmek için büyük bir fırsat çıkarır.
Eragon; Dünya çapında bir fenomene dönüşen fantastik kitaptan uyarlanan “Eragon”, binlerce yıl öncesinde, Ejderha Sürücüleri’nin yaşadığı mitik bir dönemde geçiyor. Ejderha Sürücüleri savaşlardaki başarılarıyla ün salmışlardır. Her biri on kişilik güce sahiptir. Bir kılıç ya da zehirle öldürülmedikçe ölümsüzdürler. Onlar sayesinde Alagaesia şehri insanları huzur ve zenginlik içinde yaşarlar. Bir gün Galbatorix adında bir çocuk doğar. On yaşına geldiğinde inanılmaz bir güce sahip olduğu ortaya çıkar. Ejderha Sürücüleri onu yanlarına alıp kendilerinden biri gibi yetiştirirler ve kısa sürede diğerleri arasında sivrilir. İki arkadaşı ile birlikte ormanda gezerken Galbatorix pusuya düşürülür. Arkadaşları öldürülür ve ejderhaları ellerinden alınır.
Lütfen Beni Öldürme; Sıradan görünen ve genellikle yalnız olan maliye müfettişi Harold Crick (Will Ferrell), yaptığı her hareketi, düşündüğü ve hissettiği her şeyi korkutucu doğruluktaki ayrıntılarla anlatan bir kadın sesi duymaya başlar. Harold’ın özenli ve kontrollü yaşamı, sadece kendisinin duyabildiği bu sesle alt üst olur. Ses yakında öleceğini söylediğinde, Harold bu öyküyü yazan kişiyi bulması ve sonunu değiştirmeye ikna etmesi gerektiğini anlar ve dram, komedi, romantik, fantastik bir film beyaz perde de seyirci karşısına çıkar.
Bakire ve Hamile; Vizyona giren bir yeni film de 90 dakikalık dram içerikli, Magdalena, Meksika asıllı dindar bir ailenin kızıdır. Geleneksel “on beş yaş” kutlamalarından birkaç ay önce hamile kalınca evini terk etmek zorunda kalır ve büyük amcası Tomas ve maço kuzeni Carlos’un yanına taşınır. Magdalena’nın karnı büyüdükçe, ailesiyle bölgenin güzelleştirilmesine öncülük eden eşcinsel bir çift olan ev sahipleri arasındaki gerilim de gitgide artar. “Bakire ve Hamile”, ergen cinselliği, ırk ve sınıf çatışmaları ve geleneklerin buluşmasıyla ortaya çıkan olayları ele alıyor.
Fare Åehri; ABD ve İngiltere yapımı olan bir diğer vizyon filmi ise komedi, animasyon içerikli, Dream Works Animation ve Aardman Features imzalı bu yeni animasyon, Roddy St. James adlı şımarık sosyete faresinin öyküsünü konu alıyor. Kensington semtindeki lüks apartman dairesinde refah içinde bir hayat yaşayan Roddy’nin düzeni, mutfak evyesinden ‘düşük hayatı’ temsil eden Sid adlı lağım faresinin çıkagelmesiyle altüst olur. Ve macera başlar.