Ankara giderek enteresan bir şehir olmaya başladı, herkes kendi düdüğünü çalmaya, yaptım oldu kardeşim sen ne yapabiliyosan yap havası esmeye başladı. Tabii ki bunun en büyük sorumlusu da bütün gün belediye saraylarında iştakipçiliği yapan, örgü ören veya işe gelmeden maaş alan bankamatik memurlar yüzünden oluyor. Bu adamları denetlemeyen ya da göz yuman yöneticiler de her mevsim kaldırım değiştirip, asfat kazımayı görev bilmişler. Trilyonluk ihalelerin yanında gündelik esas hizmetler gereksiz görülüp yapılmıyor. Åehrin her tarafında kabadayı esnaflar kafasına göre park yapılmaz tabelası yaptırıyor, devletin yolunu gasp ediyor bir görevli de kardeşim napıyosun kendine gel burası devletin, kamu malı demiyor. Bu işin gecekonduculuktan ne farkı var, Çankaya Belediyesi zaten bitmiş, herhangi bir şikayette Alo 153’e bildirdik sizde bildirin diyor. Belediyelerde çalışanlar öyle bir havadalar ki onlar mı memur? siz mi? belli değil, sanki siz oraya onlara hizmet etmeye gitmişsiniz. Kimse görev yerinde durmuyor, beş dakikalık işler beş saat sürüyor. Kısacası olan Ankaralıya oluyor.