Kıbrıs’ta Son Tango

Başbakan Erdoğan, Denktaş’ın uyarılarına hemen tepki göstermek yerine düşünmelidir.
Bu uyarı Kıbrıs’ta çözüme, dolayısıyla Türkiye’nin AB’den müzakere takvimi almasına “estek-köstek” olmak anlamına mı geliyor,
yoksa sakınılması gereken bir eksikliğin giderilmesini mi amaçlıyor?
Uluç Gürkan’ın 3 Nisan 2004 tarihli Star Gazetesinde yer alan yazısı.

“Rumlar görüşmeler süresince devamlı ağladılar. Kimi isteklerinin böylece gerçekleşmesini sağladılar.. Bizse, o kadar çok sevinç gösterisi yaptık ki, alabileceklerimizin hepsini alamadık.”

Bu sözler KKTC Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Serdar DenktaşÂ’a ait. İsviçre dönüşünde uçakta, kendisinden Annan PlanıÂ’nın değerlendirilmesini isteyen gazetecileri böyle yanıtladı..

Neler oluyor? Serdar Denktaş, babası KKTC Cumhurbaşkanı Rauf DenktaşÂ’a mı göz kırpıyor? TürkiyeÂ’de hükümeti ve medyasıyla herkesin tek bir ağızdan “zafer” olarak kutsadığı bu planı bu nedenle mi küçümsüyor?.

KKTC Başbakanı Mehmet Ali TalatÂ’ın aynı soruya verdiği yanıt, böyle olmadığını gösterdi. Başbakan Talat da, İsviçreÂ’de alınan sonucun “zafer” sayılamayacağını üzerine basa basa vurguladı. “En iyimser ifadeyle” dedi, “alınabilecekleri aldığım söylenebilir.”

İsviçreÂ’ye gitmeyen KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ise oldukça karamsar. “Şu an için plana evet denecek bir şey görmedim” diyor.

Rauf DenktaşÂ’ın bu tutumunun Türkiye Başbakanı Tayyip ErdoğanÂ’ı kızdırdığı anlaşılıyor. DenktaşÂ’a, “KıbrısÂ’ta çözüme kimsenin estek-köstek olmaya hakkı yoktur” uslubuyla çıkışıyor..

* * *

Rauf Denktaş, böylesine çıkışılmayı hak ediyor mu?

Yaşamını KıbrısÂ’ta Türklerin eşitliğine ve özgürlüğüne adamış olan KKTC Cumhurbaşkanı endişeli..Derogasyonların, açık anlatımıyla Kıbrıs Türkleri için sağlanan güvencelerin AB hukukunda kalıcı bir yeri bulunmadığına, bu konuda “geçici” bir düzenlemeyle yetinileceğine dikkat çekiyor. “Bu da” diyor, “bizi belirli bir süre sonunda Rum çoğunluğun insafına terketme anlamına gelir..” Gerçekten, derogasyonlar kalıcı olmazsa bugün için kazanım denilenler Kıbrıs AB üyesi olduktan sonra Rumların açacağı karşı davalarla zaman içinde birer birer kaybedilebilir.

Başbakan Erdoğan, DenktaşÂ’ın bu uyarısına hemen tepki göstermek yerine düşünmelidir. Bu uyarı KıbrısÂ’ta çözüme, dolayısıyla TürkiyeÂ’nin ABÂ’den müzakere takvimi almasına “estek-köstek” olmak anlamına mı geliyor, yoksa çözüme giderken sakınılması gereken bir eksikliğin giderilmesini mi amaçlıyor?

Dileriz, Pazartesi günü MGKÂ’da, Salı günü TBMMÂ’nde yapılacak sağlıklı değerlendirmeler sonrasında, Türkiye derogasyonların AB hukukundaki yerini kalıcı olarak alması için ağırlığını ortaya koyar..

* * *

Derogasyonların kalıcılığı, Annan PlanıÂ’ndaki iki kesimlilik göçler nedeniyle pamuk ipliğine bağlandığı için de özellikle önemlidir. Zafer naraları arasında üzerinde pek durulmayan göçlerle ilgili düzenlemeler KıbrısÂ’taki Türk varlığının geleceğini yakından ilgilendiriyor.

Türk tarafına göç edecek Rumların sayısı, 19 yıllık bir süre için yüzde 18 oranıyla sınırlı bulunuyor.. Ancak bu oranın istisnaları da var. Örneğin, Kuzeye geçecek 65 yaşın üzerindeki Rumlar bu oranın hesabında dikkate alınmayacak. Aynı şekilde, KarpazÂ’a yerleştirilecek Rumlar da yüzde 18 oranının dışında kalacak.. Biz Kuzeye göç edecek Rumların oranını üzde 21Â’den yüzde 18Â’e indirdik diye seviniyoruz ama, gerçekte bu oran kaça çıkacak bilemiyoruz.. BM Genel Sekreteri AnnanÂ’ın özel temsilcisi De SotoÂ’nun tahmini 100 bin RumÂ’un KuzeyÂ’e döneceği biçminde. Bu da kabaca yüzde 30 oranının aşılabileceğini gösteriyor.

Türklere gelince, Rumlara terkedilen topraklarda yaşayan 60 bin kadar Türk üç yıl içide evlerini terketmek zorunda kalacak. Bu arada, 1974 sonrasında TürkiyeÂ’den göç eden 45 bin kişiye de yol görünüyor. Onlar da KıbrısÂ’ı terkedecekler.

Bu koşullarda, bir de derogasyonlar kalıcı olmazsa, KıbrısÂ’ta kalıcı ve adil bir barış tesis edilemez. Girit gibi, KıbrısÂ’ın da kısa sürede bir Yunan adasına dönüşmesi engellenemez.

Uluç Gürkan

HERKES İÇİN FIRSAT
HERKESTEN SORUMLULUK
HERKESİN TOPLUMU

PAYLAŞ
Önceki HaberBuenos Aires’de ”Happy Hour” partisi
Sonraki HaberYILMAZ SEVERLER…
AnkaraSosyete.com 2002 yılının Mart ayında yayın hayatına başladı. Internet yayıncılığının emekleme yıllarında hem internet reklamcılığına hem de Ankara gece hayatına damgasını vurdu. 2005 yılında Türkiye'nin 75. 2006 yılında 173. 2008 yılında ise 251. en çok ziyaret edilen sitesi oldu ( kaynak: alexa). 200 000 e yakın Ankaralı'yı fotoğraf karesine sığdıran AnkaraSosyete.com 12 yılda yüzlerce partiye ev sahipliği yaparken milyonlarca ziyaretçiyi de web sitesinde ağırladı. AnkaraSosyete.com ilk günkü heyecanı ile Ankaralılara hizmet vermeye devam etmektedir.