Ankara’da bazen zaman darlığından bazen yer yokluğundan arabanızı emanet ettiğiniz parkçılar sizin gözünüzden uzakta acaba nerelerde geziyor? Bir kaç örnek verelim annesine yufkayı sizin arabanızla götürüyor, sıfır çizmek, el freni nasıl çekilir, yarım metrelik kaldırıma arabanın altını vura vura nasıl park edilir? soğuk kış günlerinde rüzgardan sigarası sönmesin diye sizin arabanızda içer, *(Ankarasosyete.com’un içeriğidir izin alınmaksızın kopyalanamaz.)* arabada kurcalamadık aksesuar, karıştırmadık göz bırakmazlar, bazıları bulduğunu cebe atar, siz fark edene kadar iş işten geçer, kendi aralarında başkalarının arabalarıyla yarışırlar, arabanın sahibi gibi uzun uzun turlar atarlar, parfümünüz var sa hiç çekinmeden kullanırlar üstüne bi güzel de bahşiş alırlar, nasıl ama güzel meslek değil mi masrafı da sıfır çünkü hemen hemen hepsi yemeklerini içeceklerini cafelerden restoranlardan canı istediği zaman alır, hatta bazılarını bazı kurumlar sigortalı işçileri gösterir. Bir dakikanızı ayırın ve arabanızı kendiniz parkedin; bir hikaye daha yazacağız tüyleriniz diken diken olacak.