Milli Piyango’nun 50 milyon TL’lik yılbaşı ikramiyesi hayalleri süslüyor. Peki kişiler piyango gibi şans oyunlarından neden zevk alır? Bu durumun beynin ödül ve ceza sistemiyle bağlantısı olduğunu belirten uzmanlar, ‘İnsan beyninde ödül ve cezayı en çok harekete geçiren şey beklenmeyen ödüllerdir. Öyle ki beklenmeyen ödüllerin gelmesi kişiye müthiş keyif veriyor. Bunu beklemek de aynı zevki veriyor. Orgazm olmuş gibi zevk uyandırıyor insanda. Çıkmasa dahi çıkacak ihtimali kişiyi geçici de olsa mutlu ediyor.’ diyorlar.
Milli Piyango’da büyük ikramiyeyi kazanma ihtimali normal çekilişlerde 600 binde bir olurken, bu oran yılbaşı çekilişinde 10 milyonda bir olarak hesaplanıyor. Bu düşük ihtimal bile milyoner olma hayallerinin önüne geçemiyor. Peki kazanma ihtimali bu kadar düşükken kişi hangi psikolojiyle bilet alır? Kişi her bilet aldığında bana çıkacak hissini neden taşır?
Bilet değil, haz duygusu satın alınıyor…
Üsküdar Üniversitesi Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, şans oyunlarına yönelik merakımızın beynimizdeki ödül ve ceza sisteminin çalışmasıyla yakın ilişkili olduğunu söyledi. Prof. Dr. Tarhan, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bu yönde yapılmış araştırmalar var. Bir milyonda ya da 10 milyonda bir çıkma ihtimaline karşı vatandaşlar bilet alır ve o heyecanı yaşar. Bunun beyindeki ödül ve ceza sisteminin çalışmasıyla yakından ilişkisi var. İnsan beyninde ödül ve cezayı en çok harekete geçiren şey beklenmeyen ödüllerdir. Öyle ki beklenmeyen ödüllerin gelmesi kişiye müthiş keyif veriyor. Bunu beklemek de aynı zevki veriyor. Orgazm olmuş gibi zevk uyandırıyor insanda. Çıkmasa dahi çıkacak ihtimali kişiyi geçici de olsa mutlu ediyor. Para bilete değil haz duygusuna veriliyor. Bir bakıma kumarın nörobiyolojisi olarak bilinen bir mekanizma bu…
‘Bana çıkacak’ hissi zevk veriyor…
Bir şey çok arzulandığında o kişide reailete körlüğü oluşuyor. Kişi çıkmama ihtimalini görmüyor ve çıkma ihtimaline odaklanıyor. Çıkacağına inanıyor. Örneğin yapılan araştırmalar gösterdi ki bir kişi yemek yemeyi seyreder ve hayal ederse, beynin yemek yerken aktif hale gelen bölgesinin çalıştığı ve kişiye aynı zevki verdiği ortaya çıkar. Piyango biletleri de öyle. Çıkacak duygusuyla kişi çıkmış zevkini yaşayabiliyor.
Bunu tiyatrocular iyi bilir. Yaşadığı rolü hissederse onu en iyi şekilde yansıtır, ifadesi o derece iyi olur. Tiyatroda oyun eğitiminde bu uygulanıyor. Rolle ilgili duygu çalışması yapılıyor. Piyangoda da benzer durum oluşuyor, para çıkmış gibi bir haz veriyor, bu lezzet ise kişide bağımlılık yapıyor. Öyle ki sanal ve gerçek olmamasının verdiği acı ise büyük oluyor. Beyine bir bakıma rüşvet veriyor kişi. Beyni yanıltılıyor. Zevk tuzağı olarak düşünülecek uygulamalar bunlar.
Kişi negatif duygularını gidermek için bu girişimde bulunuyor. Gerçek hayatta başaramadığını hayaliyle yapıyor, kendini avutuyor. Avutma psikolojisi gerçeklerden kaçma psikolojisi bir anlamda. Emek ve çile yolundan ziyade kişi kolaycılığı seçiyor bu insanın doğasında olan bir durum. Biyolojik eğilim söz konusu. Geçerli olmayan bir yöntem.
Çok para travmaya neden oluyor!
Şans oyunlarında ikramiye kazananları konu alan araştırmalar var. Gözlemlerde kişilerin kurulu düzenlerinin bozulduğu, yaşamlarının kötüye gittiği ve evliliklerinin bozulduğu ortaya çıktı. Öyle ki eski günleri arar hale geldikleri gözlemlendi. Bu parayı sağlıklı yatırıma dönüştürebilen çok az. Bir anlamda kişi çok parayla travma yaşıyor. Zihinsel ve duygusal olarak parayı kullanamadığı için ruhsal sorunlar yaşıyor. Zamana bıraktığı ve yaşayamadığı birçok hazzı bir anda yaşamaya kalkıyor böylece de kişinin zevk ve ödül dinamiği bozuluyor. Fiziksel sorunlar baş gösteriyor.”