Başkent Ankara’da yeni konut projeleri değerine değer katarken, nüfusun önemli bölümünü barındıran ve Çankaya’da yoğunlaşan çoğu 30-40 yıllık 3-4 katlı eski yapılar özellikle son 10 yıldır aynı fiyat aralığında kaldı.
Kavaklıdere, Tunalı, Cinnah, Gaziosmanpaşa gibi Ankara’nın en eski ve nezih semtlerinde yoğunlaşan bu yapıların fiyatları son 5 yıldan beri neredeyse hiç değişmedi. Yıllardan beri genellikle 200-250 bin lira bandında alıcı bulan bu konutlar, son birkaç yıldan beri ise sakinlerinin yeni lokasyonlardaki proje konut ve plazalara yönelmesiyle bırakın değer artışını değer kaybı bile yaşamaya başladı.
Ankara’da gayrimenkul sektörüne yön veren firmalardan Onursal AŞ’nın Yönetim Kurulu Başkanı Onur Öngün, bu sorunun en az 500 bin kişiyi doğrudan ilgilendiren çok önemli bir sorun olduğunun altını çizdi.
Öngün, şunları söyledi: “Ankara’nın kentsel yapı anlamında övgüyle anlatılan bir başkent olması için mimari özelliği olmayan, çoğunda alt yapı sorunları nedeniyle yaşam konforu çok çok azalmış, hatta metruklaşmış 30-40 yıllık klasik binalardan kurulması gerekiyor. Bu binaların mevcut sorunlarının yanında otopark, yol, kaldırım gibi sorunları da ayrı çile kaynağı. Esenboğa Havalimanı yolunda olduğu gibi bu bölgelerde ciddi reformlara ihtiyaç var. Ankara’nın gerçekte gözbebeği olan bu lokasyonda atılacak hamlelerin bir diğer katkısı ise çok seçkin Çankayalılar’ı zarardan kurtaracak olması. Geçmişte 300-500 bin dolara alınan daireler şu an 200-250 bin liraya zor alıcı buluyor. Hatta son 10 yıldır fiyatlar hiç değişmiyor diyebiliriz. Buna karşın örneğin Beytepe’den, Ümitköy’den, Anadolu Bulvarı’ndan konut alanlar bir yılda bile yüzde 50 gibi karlar elde edebildi. Burada ikamet eden yaklaşık 500 bin kişi kentsel yenileme ile yatırımların eski karşılığını alabilir, diğer bölgelerden bile çok yüksek gelir elde edebilirler.”
Onur Öngün, atılacak bu adımın yüzbinlerce kişiye ciddi kazanç sağlayacağı gibi kentsel yenileme çalışmalarının kentin vizyonunu da değiştireceğini belirterek, “Türkiye’ye yakışır bir Başkent için kentsel yenileme şimdiden başlamalı. Kent otoriteleri Fransa’nın Nice’i gibi dünyadaki modern kentlerden örnekler alarak mevcut tarihi doku ile konforlu yaşamı birleştirmeli” dedi.
Onur Öngün, Çankaya’daki kentsel yenilenme için müteahhitlerin de karlı çıkacakları formüller üretilmesi, bu kapsamda öncelikle kat sorununun giderilmesinin zorunlu olduğunun da altını çizdi.
Başkent Ankara’da kaliteli ve konforlu konut projelerine imza atan Elit Yapı’nın Yönetim Kurulu Üyesi Mert Yıldızhan ise çağdaş kent anlayışının hızla değişmeye başladığına işaret etti.
Sosyal donatı alanları, otoparkı, spor ve yeşil alanları yeterli olmayan apartman tarzı yapıların sunduğu konforun artık ilgi çekmediğini bildiren Yıldızhan, “Dünyada bu anlayış yıllar önce değişirken Türkiye’de de insanlar, iş yaşamını şehrin yoğunluğundan uzak, sakin ve stressiz mekanlara taşımak istiyor. Bu nedenle ya şehrin merkezinde kalan yaşam alanları kentsel yenilemeyle bu standartlara kavuşacak ya da bu konforu sunan bölgelere kaçış devam edecek” şeklinde konuştu.
Yıldızhan, Ankara’nın dünyanın en hızlı büyüyen başkentlerinden biri olduğunun altını çizerek, şunları söyledi: “Bu hızlı büyüme ilk başlarda plansız kentleşme ve gecekondulaşma sorunlarını beraberinde getirdi. Nüfus-yapı stoku-altyapı dengesi gözetilmeden büyüyen Ankara’da son yıllarda sorunlar aşılmaya çalışılıyor. Önümüzde altın bir fırsat var. Ankara’yı yeniden inşa edebiliriz. Yeni bir mühendislik ve mimari anlayışla baştan yapılacak Ankara’yı en çok eski semtlerin isteyeceğini düşünüyorum. Gelecek kuşaklara, modern bir başkent bırakmak istiyorsak, eski yapılarımızı yenilemek için daha fazla zaman kaybetmemeliyiz. Türkiye’nin bunu yapacak, gücü, birikimi, mühendislik ve müteahhitlik alt yapısı ile iradesi olduğuna inanıyorum.”
Çayyolu’nun Beytepe ile bütünleştiği yerde inşa ettikleri Allora Beytepe projesiyle dikkati çeken MFZ Grup’un ortaklarından Muhanver Gözüm, yıllarca yönetim merkezlerine yakın noktalarda oturan ve konutlarının değeri düzenli artan kişilerin, kentteki coğrafi gelişimle kurulan yeni ve modern semtler nedeniyle değer kaybına uğradıklarını kaydetti.
Başta Çankaya olmak üzere Ankara’nın tüm eski semtlerinde kentsel yenileme çalışmalarının ertelenecek bir yanı kalmadığına işaret eden Muhanver Gözüm, “Çankaya’da ömrünü tamamladıkları her halinden belli olan yapıların, bölgenin dokusunu bozmadan yıkılarak yenilenmesi gerekiyor. Kentsel yenileme çalışmalarındaki en büyük avantajımız binaların kat yüksekliklerinin düşük olması. Güçlü bir irade ve ayakları yere basan bir proje ortaya konulabilirse Çankaya bölgesi yeniden eski ihtişamlı günlerine dönebilir. Çağdaş şehirleşmeye örnek olarak gösterilen Çankaya bölgesi, aradan geçen yıllar içerisinde şehircilik anlayışındaki değişiklikler nedeniyle eski günlerini arar hale geldi. Ankara’nın en prestijli alışveriş merkezlerinden Atakule bile bu değişime ayak uydurmak için kendini yenilemek zorunda kaldı” dedi.