Günümüzde büyük şehirlerde parası ve zamanı çok işsiz güçsüz insanlara, ders, kurs veren yerler çok arttı. Kimi ahşap boyatıyor, kimi incik boncuk dizdiriyor, kimi de yoga diye bu insanların beynini yıkıyor. Soğan yeme, sarımsak yeme, et yeme, bilime ve ilime karşı gel, ot ile beslen. Evet akdeniz usulü beslenmede zeytinyağı ile pişmiş otlar ve sebzeler gerçekten çok yararlı ama sadece bunlarla beslenmek, kırmızı et yenmediği zaman ciddi sağlık sorunları oluşabiliyor. Kansız ve cansız bir köşede pinekleyen ruh gibi insanlar, bunlara katılan insanlar acaba çok mu cahil? Tüm beslenme önerilerinde haftada hiç değilse 2 defa kırmızı et yenilmesi öneriliyor. Kan değerleri düşen sürekli üşüyen, unutkan, cildi ve saçı sağlığını yitirmiş vaktini boş oturarak geçiren kimseye hatta kendine bile faydası olmayan, hiç bir şeyden zevk almayan bireyler oluyorlar.
Bu insanları aydınlatacak, tıbbi bilgiler verecek köşe yazıları ya da tv programları hiç göremiyoruz. En hızlı diyet hangisi, selülitlerden nasıl kurtulurum yerine sağlıklı beslenmenin yani kırmızı etin de gerekli olduğunu anlatan programlar olsa çok daha faydalı olurdu. Sahtekar yoga hocaları öğrencilerine müşteri gibi davranarak bunları kendilerine çıkar kapısı olarak görüyorlar.