Bu hafta vizyona 5 yeni film girdi. Öne çıkan ise “Geçmişin İzleri”…
Geçmişin İzleri
2. Dünya Savaşı’nda Japonlar Singapur’u istila ettiklerinde bir İngiliz sinyal subayı olan Eric teslim olanlardan biridir. Tayland’daki Ölüm Demiryolu inşaatına çalışan Eric, hayatta kalmayı bir şekilde başararak ülkesine döner, kendini dış dünyaya kapatır. Ve sonra bir gün güzel bir kadınla tanışır ve evlenirler. Eric’in kabusları geri döner. Eric’in tam olarak neler yaşadığını bilen Japon subay hala yaşamaktadır ve onun nerede olduğunu öğrenirler.
Dhoom 3
Sihir ve akrobaside usta olan bir sirk göstericisi, alacaklılarının baskısı üzerine çaresizce intihar eden babasının ölümünün intikamını almak için Chicago’da bir bankayı ele geçirmek üzere bir hırsıza dönüşür. Fakat o bir palyaço, illüzyonist ve bir sihirbaz olarak büyümüştür bu yüzden soygunlar da hiç sıradan olmayacaktır.
Ejderhanı Nasıl Eğitirsin 2
Hiccup ve Toothless’ın Berk adasındaki ejderhaları ve vikingleri bir araya getirmesinin üstünden beş yıl geçmiştir. Maceralarından birinde, gizli bir buz mağarası keşfederler. Burası, Dragon Rider’ın evidir. Bunun üzerine yeniden bozulma ihtimali olan huzuru korumak için bir savaşa girerler. Hiccup ve Toothless, insanların ve ejderhaların geleceğini korumak için ancak beraber hareket ederlerse başarılı olabileceklerini anlarlar. Artık, inandıkları şeyler için bir arada olup ayakta durma zamanıdır.
Tom Çiftlikte
Yazar, yönetmen ve oyuncu Xavier Dolan, yine programda yer alan trans hikâyesi Laurence Anyways ile Cannes’dan ödülle dönmüştü. Hitchcockvari bir psikolojik gerilim olan dördüncü uzun metrajlı filminde Dolan, yine farklı bir film türünü deniyor. Filmde(yönetmenin canlandırdığı)Tom, sevgilisi Guillaume’un cenazesi için Quebec kırsalına gidiyor. Orada, Guillaume’un annesi ve son derece maço abisi Francis ile tanışıyor. Kederli ailenin bu ilişkiden haberinin olmadığı açık olmasına açık da, Francis şaşırtıcı bir oyunun kurallarını birer birer koymaya başlayınca işler iyice karışıyor. Bu oyun Tom’u hem boğuyor hem de heyecanlandırıyor.
Öteki
Rus edebiyatının en önemli isimlerinden Dostoyevski’nin, yazdığı dönemde sert eleştirilere maruz kalan eseri Öteki’nin beyazperde uyarlamasını izliyoruz. Simon çekingen bir adamdır, farklı bir dünyada insanlardan uzak yaşamaktadır. İş yerinde küçümsenir, annesi tarafından hor görülür ve hayallerinin kadını tarafından görmezden gelinir. Yeni bir çalışanın gelmesiyle denge kurulacak gibi görünür. James hem Simon’ın tip olarak aynısıdır hem de karakter olarak tam tersidir; kendine güvenli, karizmatik bir adamdır. Simon, James’in yavaş yavaş tüm hayatını çaldığını fark edecektir.