“Zaman Makinesi 1973” 14 Mart Cuma günü sinema salonlarının içinden hareket eden bir otomobille en fantastik yolculuğa çıkmak üzere sizleri bekliyor…
Olur ya, elinize bir bavul verip şu çılgın soruyu sorsalardı size yanıtınız ne olurdu; “Hangi zamana yolculuk yapmak istersin?”. İnanıyoruz ki hepimizin buna verebileceği fantastik ve farklı cevapları olacaktır. Peki, bilmeden çıktığınız bir yolculukta kader sizi 1973 Türkiye’sine atarsa. “Eh, madem geldik keyfini çıkaralım bari” diyeceğinize de inanıyoruz. İşte 14 Mart’ta gösterime girmeye hazırlanan “Zaman Makinesi 1973”, yaşamak isteyeceğiniz zaman ile yaşamak zorunda kaldığınız zaman arasında müthiş bir tünelin inşasına tanıklık edeceğiniz tatlı bir fırsat olacak…
Büyük bir mirastan yoksun bırakıldığı için öfkeli, ne yapacağını bilemez bir halde, babasının ona bıraktığı yegane servete, yani 1973 model Anadol STC marka arabasına biner binmez kendini 1973 yılında bulan Tolga’yı ve yaşadıklarını anlatan “Zaman Makinesi 1973”, hepimizi zorluklarla dolu olsa da samimiyetin yüzümüzde küçük bir gülümseme bıraktığı o yıllara doğru yolculuğa çıkartıyor. Sıklıkla “keşke orada olabilseydim” dedirten o güzelim yıllara…
Son dönemde gündemimize oturan yüksek mizah için “küfür dışında” her doneden yararlanan, gerek 68, gerekse milenyum kuşağının kendinden bir şeyler bulabileceği film, günümüzden 1973 yılına doğru duygusal, eğlenceli ve yarı müzikal bir tünel açıyor…
Başrollerini Seda Bakan ve Gürgen Öz’ün paylaştığı, senaryosunu Kemal Kenan Ergen’in yazdığı, yapımcılığını Adal Yapım’ın üstlendiği filmin yönetmenliğini ise, Türk sinema tarihinin deneyimli isimlerinden Aram Gülyüz yapıyor.
Gelin tünele ilk adımımızı atalım. Her şey Tolga’nın babası Ali Rıza Bey’in vefatıyla başlar. Ali Rıza Bey, vefatının ardından tüm servetini tuhaf bir şekilde annesine bırakırken Tolga’ya sadece “Anadol STC 16” marka eski bir otomobil kalır. Mirasta neredeyse yok sayılan Tolga sinirlenir ve arabaya atlayıp uzaklaşmak ister. Ancak bir anda havalanan arabası Süper Türk Canavarı (STC) ile kendisini gökyüzünde bulur ve kendisi de 1973 model olan araba, onu 1973 yılının İstanbul’undaki bir kumsala ulaştırır…
Denize düşen arabasını tamir ettirebilmek için tamircide çalışmak zorunda kalan Tolga, günümüzde babasıyla yaşayamadığı anları geçmişteki babasıyla yaşama fırsatını bulacak ve bu da onda gözle görülür bir değişime neden olacak, Tolga babasının çocukluğundan ve o eski güzel Türkiye’den eğlenceli ama bir o kadar da ciddi hayat dersleri alacaktır…